Baysan Fırça
Klavuz Bant
Murat Özbey  (BAŞYAZAR)
Köşe Yazarı
Murat Özbey (BAŞYAZAR)
 

BİR FIKRA BİR HİKAYE

       Saygıdeğer okurlarım selamünaleyküm.         Yazılarımıza olan ilginizden dolayı teşekkür eder saygılarımızı sunarız. Bugün sizlerle biraz dertleşip muhabbet edeceğim. Beni uzaktan ve yakından tanıyanlar iyi bilirler ki; Saman altından su yürütenlerden nefret ederim. Asla ve asla hesap altında hesap, plan içinde planım olmaz. Kendim için istediğimi herkes için ister, nefsime ağır gelen söz veya fiiliyatı da başkalarına reva görmem. Çıkarlarım karşısında eğilip bükülmem. Ölçüm şudur ki; toplumda genel kabul gören hususlar, ulvi hükümlerle bağdaşıyorsa, ucunda ölüm olsa taviz vermem. Yegâne hayat felsefem; şeffaflıktır. İki yüzlülük, yalan, hile, riya ve nefsime uymaktan Allah’a sığınırım. “Aldanan ahmaksa; aldatan alçaktır”        Sizlere önce bir fıkra daha sonra yaşadığım bir hikâyeyi anlatacağım ve yorumu siz değerli okurlarıma bırakacağım.        Bir gün Nasrettin Hoca, eşeğine binmiş, eşi de arkada yürürlerken; birkaç kişi rastlamış, “Ayıp değil mi hoca kadını yürütüyor sen eşeğe biniyorsun?” hoca hemen inmiş ve hanımını bindirmiş. Hayvanı çekerek yola devam etmişler. Yine birkaç kişiyle karşılaşmışlar. “Şunlara bak; yaşlı adam yürüyor, hanımı ise eşeğin sırtında.” bunu duyan hoca; kendisi de binmiş eşeğin sırtına. Yolda yine bir grup insan; “Hoca Allah’tan korkun, iki kişi bir hayvana biner mi?” bunu duyar duymaz ikisi de inmiş yürümeye başlamışlar. Yine birileri seslenmiş; “Hocam bunun hikmeti ne? Siz yürüyorsunuz, hayvan boş boş arkada geliyor?”   Bunun üzerine hoca bakmış bu işin sonu yok, “Hanım gel biz bildiğimiz gibi yapalım” demiş.         Geçtiğimiz kısmi kapanma dönemlerinin başında sizlerin de malumu, dernek olarak bir ilke imza attık. Hamdolsun tüm Türkiye’ye emsal olsun diye çoğu vilayete belgelerimizi paylaştık.       İl mülki amirimizle görüşerek; kısıtlamalardan muaf tutulmamızın hayati önem arz ettiğini tüm ayrıntılarıyla izah ettik. Ayrıca ayrıntılı bir dilekçe ibraz ettik. Vali yardımcımızın İnisiyatifi ile saat sınırlaması olmayan otuz gün geçerli resmi bir izin belgesi aldık. Türkiye’nin çoğu vilayetiyle, emsal göstersinler ve faydalansınlar diye paylaştık. Dernek üyelerimize de belgeyi dağıttık. Üye olmayanlara da “derneğe üye olmaları” akabinde izin belgelerini vereceğimizi duyurduk. Bir taraftan bazı vilayetlerde izin alamayanlar, Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezine şikâyet vari dilekçeler gönderdi. “Malatya izinli, biz neden kısıtlıyız? Bu bir haksız rekabet.” vb. bir taraftan dernek çatısını reddeden meslektaşlar, bizim bulunduğumuz valilikte taşkınlık yapıp, bireysel ısrarını sürdürürler. Bireysel olarak izin almaya kalkıştılar. İzinden İki hafta sonu faydalanılmıştı ki; valilikte bir personel beni özelden arayarak, iznimizin iptal olduğunu, bakanlığa şikâyet gittiğini bildirdi. Ben de bu haberi doğal olarak gurupta paylaştım. Bir süre sonra hukuk müşavirleriyle bu durumu istişare ettim. Resmî belge şifahen iptal olabilir mi? Hukuk uzmanları bana; “Hukuk paralel işler, şayet belge olarak dilekçenizi sunup, kayda girdikten sonra bu dilekçeye istinaden size yazılı bir resmi izin belgesi verildiyse bunun iptali ancak; tarafınıza gönderilecek bir yazılı tebligatla olur, aksi takdirde izinleriniz geçerlidir.” dediler. Anlayacağınız hukuki haklarımızı, resmî kurumlara rağmen kullanacaktık. Bunu da üyelerime duyurdum. Bazı meslektaşlar uğraşımızı takdir ederken, bazıları da bu duruma güvenmediler. Güvenmeyenlere, kendi tanıdıkları hukuk müşavirlerine sorsunlar dedik olmadı. Bak ben çalışıyorum görüntüsü vermek için canlı yayınlar paylaştım olmadı. “Cezai müeyyideyle karşılaşırsanız sorumlusu benim.” dedim yine olmadı. “Çalışmayın evinizde oturun.” dedim yine olmadı. “Biz cesaret edip güvenip çalışmayız, bu durumu risk olarak algılıyoruz, çalışanları da şikâyet ederiz.” dediler. Nitekim firmamı ve birkaç firmayı şikâyet ettiler. Bir anda beş altı ekip iş yerimi bastı. Pandemi ekibi, hıfzıssıhha ekibi gibi. Fotolar çektiler, polis gruplarında paylaştılar, ekip amirlerini çağırdılar. Belgemizi incelediler. Herhangi bir hukuksuzluk göremeyince iş yerimi terk ettiler. Bu durumu da fotoğraflayıp paylaştım. Hem şikâyette bulunan hem de cesaret edemeyenler görsünler diye paylaştım. Konuyu daha şeffaf hale getirmek için, emniyet baş müdürü özel kalemini aradım. Özel kalemden randevu talep ettim. Yoğunluktan dolayı randevunun günler alabileceğini söylediler. Özel kalem; “Ben görüşüp size döneyim.” dedi. Bana dönüp; “Yarın akşama kadar elinizdekileri dağıtın, yarından sonra izin yok.” diye uyarıda bulundu.  Fakat o gün uygulamaya düşen bir meslektaşımıza tutanak tutmuşlar. Valilik ile emniyet müdürlüğü arasındaki iletişim eksikliği, emniyet müdürlüğü ile ekipleri arasında da oluşmuştu. Kalktım o uygulamaya gittim ve ben de girdim. “Bir arkadaşa tutanak tutulmuş, fakat bizlerin şu tarihe kadar izni var.” dedim. “Biz anlamayız” dediler. “Baş müdürünüz bize bu taahhütte bulundu.” dedim. “Sizin baş müdürünüz; bize de bu talimatı verdi.” dediler. “Sana da tutanak tutacağız kimliğini ver.” dediler. Bana da bir tutanak tuttular. Kurt kurtluğunu ispat edinceye dek, kürk elden gidiyor. “Ben burada on defa geçsem onunu da yazacak mısınız?” dedim. “Evet yazacağız” dediler. Kavşağı döndüm tekrar geldim. “Mesaimiz bitti.” dediler. Dubaları topladılar. Tuttukları tutanağı bir dilekçeyle kaymakamlıktan iptal ettirebileceğimizi söylediler.            Velhasıl ister çalışın ister çalışmayın, ben sadece ihtiyaç sahibi meslektaşlarım için ve onların, mağdur, evini zar zor geçindiren çalışanları için mücadele verdim. Gözümden ateş çıkaramadığıma göre isteyen çalışsın, isteyen evinde otursun dedim. Ben de on iki yılın yorgunluğunu ve stresini atmak üzere işyerimi kapattım ve bahçeme gittim. İyi de geldi.         Eğer istişareler sonuç vermiyorsa ve durum daha da vahim bir hal alıyorsa; en kötü karar kararsızlıktan iyidir. Kimse bildiğinizi de unutturmadan, kendi bildiğinizi yapın.        Rabbim hepinize; helalinden bol ve bereketli kazançlar nasip etsin.   Murat Özbey  Halı Yıkama Postası Başyazarı
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2021 - Pazartesi

BİR FIKRA BİR HİKAYE

       Saygıdeğer okurlarım selamünaleyküm.

        Yazılarımıza olan ilginizden dolayı teşekkür eder saygılarımızı sunarız. Bugün sizlerle biraz dertleşip muhabbet edeceğim. Beni uzaktan ve yakından tanıyanlar iyi bilirler ki; Saman altından su yürütenlerden nefret ederim. Asla ve asla hesap altında hesap, plan içinde planım olmaz. Kendim için istediğimi herkes için ister, nefsime ağır gelen söz veya fiiliyatı da başkalarına reva görmem. Çıkarlarım karşısında eğilip bükülmem. Ölçüm şudur ki; toplumda genel kabul gören hususlar, ulvi hükümlerle bağdaşıyorsa, ucunda ölüm olsa taviz vermem. Yegâne hayat felsefem; şeffaflıktır. İki yüzlülük, yalan, hile, riya ve nefsime uymaktan Allah’a sığınırım.

“Aldanan ahmaksa; aldatan alçaktır”

       Sizlere önce bir fıkra daha sonra yaşadığım bir hikâyeyi anlatacağım ve yorumu siz değerli okurlarıma bırakacağım.

       Bir gün Nasrettin Hoca, eşeğine binmiş, eşi de arkada yürürlerken; birkaç kişi rastlamış, “Ayıp değil mi hoca kadını yürütüyor sen eşeğe biniyorsun?” hoca hemen inmiş ve hanımını bindirmiş. Hayvanı çekerek yola devam etmişler. Yine birkaç kişiyle karşılaşmışlar. “Şunlara bak; yaşlı adam yürüyor, hanımı ise eşeğin sırtında.” bunu duyan hoca; kendisi de binmiş eşeğin sırtına. Yolda yine bir grup insan; “Hoca Allah’tan korkun, iki kişi bir hayvana biner mi?” bunu duyar duymaz ikisi de inmiş yürümeye başlamışlar. Yine birileri seslenmiş; “Hocam bunun hikmeti ne? Siz yürüyorsunuz, hayvan boş boş arkada geliyor?”   Bunun üzerine hoca bakmış bu işin sonu yok, “Hanım gel biz bildiğimiz gibi yapalım” demiş.

        Geçtiğimiz kısmi kapanma dönemlerinin başında sizlerin de malumu, dernek olarak bir ilke imza attık. Hamdolsun tüm Türkiye’ye emsal olsun diye çoğu vilayete belgelerimizi paylaştık.

      İl mülki amirimizle görüşerek; kısıtlamalardan muaf tutulmamızın hayati önem arz ettiğini tüm ayrıntılarıyla izah ettik. Ayrıca ayrıntılı bir dilekçe ibraz ettik. Vali yardımcımızın İnisiyatifi ile saat sınırlaması olmayan otuz gün geçerli resmi bir izin belgesi aldık. Türkiye’nin çoğu vilayetiyle, emsal göstersinler ve faydalansınlar diye paylaştık. Dernek üyelerimize de belgeyi dağıttık. Üye olmayanlara da “derneğe üye olmaları” akabinde izin belgelerini vereceğimizi duyurduk. Bir taraftan bazı vilayetlerde izin alamayanlar, Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezine şikâyet vari dilekçeler gönderdi. “Malatya izinli, biz neden kısıtlıyız? Bu bir haksız rekabet.” vb. bir taraftan dernek çatısını reddeden meslektaşlar, bizim bulunduğumuz valilikte taşkınlık yapıp, bireysel ısrarını sürdürürler. Bireysel olarak izin almaya kalkıştılar. İzinden İki hafta sonu faydalanılmıştı ki; valilikte bir personel beni özelden arayarak, iznimizin iptal olduğunu, bakanlığa şikâyet gittiğini bildirdi. Ben de bu haberi doğal olarak gurupta paylaştım. Bir süre sonra hukuk müşavirleriyle bu durumu istişare ettim. Resmî belge şifahen iptal olabilir mi? Hukuk uzmanları bana; “Hukuk paralel işler, şayet belge olarak dilekçenizi sunup, kayda girdikten sonra bu dilekçeye istinaden size yazılı bir resmi izin belgesi verildiyse bunun iptali ancak; tarafınıza gönderilecek bir yazılı tebligatla olur, aksi takdirde izinleriniz geçerlidir.” dediler. Anlayacağınız hukuki haklarımızı, resmî kurumlara rağmen kullanacaktık. Bunu da üyelerime duyurdum. Bazı meslektaşlar uğraşımızı takdir ederken, bazıları da bu duruma güvenmediler. Güvenmeyenlere, kendi tanıdıkları hukuk müşavirlerine sorsunlar dedik olmadı. Bak ben çalışıyorum görüntüsü vermek için canlı yayınlar paylaştım olmadı. “Cezai müeyyideyle karşılaşırsanız sorumlusu benim.” dedim yine olmadı. “Çalışmayın evinizde oturun.” dedim yine olmadı. “Biz cesaret edip güvenip çalışmayız, bu durumu risk olarak algılıyoruz, çalışanları da şikâyet ederiz.” dediler. Nitekim firmamı ve birkaç firmayı şikâyet ettiler. Bir anda beş altı ekip iş yerimi bastı. Pandemi ekibi, hıfzıssıhha ekibi gibi. Fotolar çektiler, polis gruplarında paylaştılar, ekip amirlerini çağırdılar. Belgemizi incelediler. Herhangi bir hukuksuzluk göremeyince iş yerimi terk ettiler. Bu durumu da fotoğraflayıp paylaştım. Hem şikâyette bulunan hem de cesaret edemeyenler görsünler diye paylaştım. Konuyu daha şeffaf hale getirmek için, emniyet baş müdürü özel kalemini aradım. Özel kalemden randevu talep ettim. Yoğunluktan dolayı randevunun günler alabileceğini söylediler. Özel kalem; “Ben görüşüp size döneyim.” dedi. Bana dönüp; “Yarın akşama kadar elinizdekileri dağıtın, yarından sonra izin yok.” diye uyarıda bulundu.  Fakat o gün uygulamaya düşen bir meslektaşımıza tutanak tutmuşlar. Valilik ile emniyet müdürlüğü arasındaki iletişim eksikliği, emniyet müdürlüğü ile ekipleri arasında da oluşmuştu. Kalktım o uygulamaya gittim ve ben de girdim. “Bir arkadaşa tutanak tutulmuş, fakat bizlerin şu tarihe kadar izni var.” dedim. “Biz anlamayız” dediler. “Baş müdürünüz bize bu taahhütte bulundu.” dedim. “Sizin baş müdürünüz; bize de bu talimatı verdi.” dediler. “Sana da tutanak tutacağız kimliğini ver.” dediler. Bana da bir tutanak tuttular. Kurt kurtluğunu ispat edinceye dek, kürk elden gidiyor. “Ben burada on defa geçsem onunu da yazacak mısınız?” dedim. “Evet yazacağız” dediler. Kavşağı döndüm tekrar geldim. “Mesaimiz bitti.” dediler. Dubaları topladılar. Tuttukları tutanağı bir dilekçeyle kaymakamlıktan iptal ettirebileceğimizi söylediler.

           Velhasıl ister çalışın ister çalışmayın, ben sadece ihtiyaç sahibi meslektaşlarım için ve onların, mağdur, evini zar zor geçindiren çalışanları için mücadele verdim. Gözümden ateş çıkaramadığıma göre isteyen çalışsın, isteyen evinde otursun dedim. Ben de on iki yılın yorgunluğunu ve stresini atmak üzere işyerimi kapattım ve bahçeme gittim. İyi de geldi.

        Eğer istişareler sonuç vermiyorsa ve durum daha da vahim bir hal alıyorsa; en kötü karar kararsızlıktan iyidir. Kimse bildiğinizi de unutturmadan, kendi bildiğinizi yapın.

       Rabbim hepinize; helalinden bol ve bereketli kazançlar nasip etsin.  

Murat Özbey 

Halı Yıkama Postası Başyazarı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haliyikamapostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.